bugün

entry'ler (459)

şaşırdım kaldım işte

şairi yavuz bülent bakiler'in de dediği gibi bir gönül şiiridir. en güzel şairin gönlünden dinlenir.

sözde, senden kaçıyorum dolu dizgin atlarla..
bazen sessiz sedasız ipekten kanatlarla..

ama sen hep bin yıllık bilenmiş inatlarla..
karşıma çıkıyorsun en serin imbatlarla..

adını yazıyorsun bulduğun fırsatlarla..
yüreğimin başına noktalarla.. hatlarla..

başbaşa kalıyorum sonunda heyhatlarla..
sözde, senden kaçıyorum doludizgin atlarla.

ne olur bir gün beni kapında olsun dinle..
öldür bendeki beni.. sonra dirilt kendinle!

çarpsan kara sevdayı en azından yüzbinle..
nasıl bağlandığımı anlarsın kemendinle..
kaç defa çıkıp gittim buralardan yeminle..
ama her defasında geri döndüm seninle..

hangi düğüm çözülür.. nazla.. sitemle.. kinle..
ne olur bir gün beni kapında olsun dinle..

şaşırdım kaldım işte, bilmem ki n'emsin..?
bazen kız kardeşimsin.. bazen öpöz annemsin..
sultanımsın susunca, konuşunca kölemsin..
eksilmeyen çilemsin..
orada ufuk çizgim, burda yanım yöremsin..
beni ruh gibi saran sonsuzluk dairemsin..

çâresizim.. çâremsin..

şaşırdım kaldım işte bilmem ki neyimsin...

halkı salak yerine koyan tv kanalları

burda isimlerini yazmanın abest olacağı kanallardır. Yerli- yabancı tüm kanallar buna dahildir.

görünen adam

"görünen adam"in görünmeyen dünyası. Onur ünlü ve emek.

anın görüntüsü

haberim yokmuş gibi çek.
görsel

anın görüntüsü

görsel

günün fotoğrafı

Gör ki; nice âlimler, nifak soktu bu dine,
Hicret etsem beni de, alır mısın Medine?

görsel

anın görüntüsü

biraz bahar gerekiyor allah’ım ben hiç iyi değilim!
biraz çağla, birkaç erguvan gerekiyor..
ahmet hamdi tanpınar, biraz da zarifoğlu’nun geç dönemleri..
sağcılık gerekiyor biraz, biraz isyan, biraz unutuş..

görsel

suriyeliler türkiyeyi beğenmiyor

Suriyelileri beğenmeyen ve istemeyen yazar beyanıdır. Bombalarin altından kaçan insanların beğenmeme lüksü zaten yok da Türkiye'de hayatlarından memnunlar.

Daha ne olsun?

Ancak 2 tip suriyeli var biri genelde genç ve zengin kitle. Genelde daha elit yerlerde ikamet edip sürekli nargile içiyorlar. Rahatsızlık veriyorlar, iş yok, para var. Umarım devlet bunlara yardım etmiyordur.

Diğerleri ise genelde küçük çocukları olup, birsürü küçük çocukla ülkelerini terk etmiş olanlar. Bizzat şahidim bir evde 16 kişi yaşayanları bile var, boyunları eğri, yüzleri düşünceli. Gerçekten yardıma ihtiyaçları oluyor.

Umarım devlet ve vatandaş iki tarafı gözetip buna göre hareket eder.

gecenin şiiri

Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Alt katında uyumayı bir ranzanın
Üst katında çocukluğum...
Kağıttan gemiler yaptım kalbimden
Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı.
Aşk diyorsunuz,
limanı olanın aşkı olmaz ki bayım! Allah’la samimi oldum geçen üç yıl boyunca
Havı dökülmüş yerlerine yüzümün
Büyük bir aşk yamadım
Hayır
Yüzüme nur inmedi, yüzüm nura indi bayım
Gözyaşlarım bitse tesbih tanelerim vardı
Tesbih tanelerim bitse göz yaşlarım...
Saydım, insanın doksan dokuz tane yalnızlığı vardı.
Aşk diyorsunuz ya
Ben istemenin allahını bilirim bayımÇok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Balkona yorgun çamaşırlar asmayı
Ki uçlarından çile damlardı.
Güneşte nane kurutmayı
Ben acılarımın başını
evcimen telaşlarla okşadım bayım.
Bir pardösüm bile oldu içinde kaybolduğum.
insan kaybolmayı ister mi?
Ben işte istedim bayım.
Uzaklara gittim
Uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin
Uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar bayımSüt içtim acım hafiflesin diye
Çikolata yedim bir köşeye çekilip
Zehrimi alsın diye
Sizin hiç bilmediğiniz, bilmeyeceğiniz
ilahiler öğrendim.
Siz zehir nedir bilmezsiniz
Zehir aşkı bilir oysa bayım! Ben işte miraç gecelerinde
Bir peygamberin kanatlarında teselli aradım,
Birlikte yere inebileceğim bir dost aradım,
Uyuyan ve acılı yüzünde kardeşimin
Bir şiir aradım.
Geçen üç yıl boyunca
Yüzü dövmeli kadınların yüzünde yüzümü aradım.
Ülkem olmayan ülkemi
Kayboluşumu aradım.
Bulmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.
Bir ters bir yüz kazaklar ördüm
Haroşa bir hayat bırakmak için.
Bırakmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.Kimi gün öylesine yalnızdım
Derdimi annemin fotoğrafına anlattım.
Annem
Ki beyaz bir kadındır
Ölüsünü şiirle yıkadım.
Bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım
Öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım.
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Acının ortasında acısız olmayı,
Kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım.
Kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım.
Aşk diyorsunuz ya,
işte orda durun bayım
Islak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım
Kendimin ucunda
Öyle ıslak,
Öyle kötü kokan,
Yırtık ve perişan.Siz aşkı ne bilirsiniz bayım
Aşkı aşk bilir yalnız!

gecenin fotoğrafı

istersen git ve cesur bir kalbin ovalarında yürü.
Cesur bir kalbin sabah rüzgarında saçların dağılsın.
Sana gözlerimde izi kalan son hayallerini vereceğim.
Sana parmak uçlarımda kalan son duamı vereceğim.
Sana kirpiklerimde takılı son bakışlarını vereceğim. istersen artık git ve ben bir nisan gecesinin acımasızlığında, asla baştan sona söyleyemediğim bir dağ türküsünün sözlerine bırakayım kendimi.
Sokaklara düşmüş kadınların heveslerinde yakayım kalbimi.
Nisan yüzlü sevgilim.

görsel

gecenin fotoğrafı

Ne diyeyim, dilerim ihtiyacı olan birine gidiyordur bizden aldıkları umut!
Dünya adaletsiz çocuk!
Dünya zorba..
Elbet eşitleneceğiz o gün kıyamda!

görsel

günün fotoğrafı

Tüm camları aşağı indirecek bir yumruk biriktiriyoruz!
görsel

kün fe yekün kızları

Ayeti instagram'a ve diğer sosyal medya mecralarına gösteriş malzemesi yapanları ve ayeti bu kızlar vesilesiyle mizah malzemesi yapanları Allah ıslah etsin. Kutsal şeylerin mizah malzemesi edinmeleri koyu cehaletten kaynaklanır, imanınızı tehlikeye sokabilir, küfre götürebilir.

gecenin şiiri

Resulullah süper bi insandı, ben o kadar değilim,
resulullah yolda ebu bekir’i görse ‘es selamu aleyküm ya sıddık’ derdi,
ben yolda ebu bekir’i görsem tanımam.
resulullah asla yalan söylemezdi; ben annem ölürken hiç ağlamadım.
ben annem ölürken çok ağladım çünkü annem
gırtlağından hırıltılar çıkarırken nasıl terliyordu, görmeliydiniz.
resulullah azrail’i yolda görse tanırdı;
ben azrail’i annemin yanında görseydim ona bir çift lafım olurdu,
derdim ki şimdi yani af edersin ama o sıktığın annemin gırtlağı.
resulullah olsa ona bunları söylesem o bana gülümserdi;
o bana gülümserdi ben ona derdim ki,
anam babam yoluna feda olsun ey allah’ın resulü;
fakat şu koca melek, annemin gırtlağını sıkıyor,
bir şeyler yapamaz mıyız?
resulullah orada olsaydı annemin elini tutardı derdi ki ‘kızım ha gayret! ’;
ben orada olsaydım annemin elini tutardım ve derdim ki ‘anneciğim ölmesen…’
ben oradaydım annemin elini tuttum ve dedim ki ‘anneciğim seni ben…’;
annem döndü bana bir baktı, o bakışı görmeliydiniz
resulullah o bakışı görseydi merhametten ağlardı;
ben o bakışı gördüm haşyetten bayılacaktım
ama annem elimden tuttu.
ne tuhaf, anneler ölürken bile çocuklarının
anneler ölürken bile çocuklarının ellerini bırakmıyor ne tuhaf…
resulullah çok şanslı bir insan
annesi öldüğünde o küçücüktü;
benim annem öldüğünde ben küçücük değildim,
zaten şanslı birisi de değilimdir,
filmlerim iş yapmaz.
annem daha yeni öldü fazla uzaklaşmış olamaz!
olamaz dedim annem son nefesini alıp da vermeyince
verse de ben alsam onu, içim ferahlasa, siz de görseniz
resulullah tutsa annemin elinden birlikte geçseler çölü
nasıl olsa resulullah da ölü annem de ölü.

emre bor

Boritanya'da ikamet etmektedir.

(bkz: Boritanya)

gecenin ayeti

"Andolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, mü’minlere karşı da çok şefkatli ve merhametlidir."
(Tevbe Suresi 127)

görsel

anın görüntüsü

görsel

menzil kermesinde patlayan çılgın tarikatçı

hoşuma gitmeyen durumdur. lakin objektif bakarsak adam da kendi çapında eğleniyor. Saygı duymayacak, küfür edecek ne var bunda? Mesela şu adamı izleyince de ayni tepkileri vermiyorsanız niyetiniz farklı, samimiyetsizsiniz. https://youtu.be/s4DUGmz194Y

günün fotoğrafı

sanma ki derdim güneşten ötürü;
ne çıkar bahar geldiyse?
bademler çiçek açtıysa?
ucunda ölüm yok ya..
hoş, olsa da korkacak mıyım zaten
güneşle gelecek ölümden?
ben ki her nisan bir yaş daha genç,
her bahar biraz daha aşığım;
korkar mıyım?
ah, dostum, derdim başka…

görsel

ben bu yazıyı sana yazdım

Merhaba, şizofrenik tanıyla buraya gelmiş gibiyim, uzun süre görüşemedik seninle, yazamadım buradan, artık yazmalıyım. halini hatrını sormayacağım bu sefer, yüreğin kadar iyisin her zaman. şüphem yok buna. Zaten hayalimde de hep bu iyilikle gülümsüyorsun, evet. Bazen birkaç kare geçiyor böyle zihnimden geçmişe dair, seninle ilgili birkaç sahne ve güvercinler. bazen de yemyeşil bir elma. zihnimdeler. zihnimde senle ilgili sadece bu karelerin var olmasını istemiyorum. Neden bu kadar azlar? Neyse, inşallah aylar, yıllar sonra dahi olsa kavuşacağım sana. inaniyorum. gerçekten inaniyorum kavuşacağıma. bu zamana kadar geri dönmeyi düşünmedim hiç, inanmasam dönerdim. Hayatım bu inançlar ile geçiyor. Zaten şu hayatta inançlarımdan ve hayallerimden Başka neyim var elimde? Soğuksun, istanbul kadar. Temizsin, gökyüzü kadar. Realistsin, yüreğim kadar. Evet yüreğim de realist, duyduğum acılar mızrak gibi yüreğime saplanıyorlar, bunu hissedebiliyorum; yüreğimde uçan kuş sürülerini hissedebildiğim gibi.

bazen düşünmekten korkuyorum ve kara lekelerden. hiç mi geçmeyecek bunlar?